Satış odaklı değil, hikâye odaklı bir marka olun. Uzun vadeli başarı için markalaşmanın altın kurallarını keşfedin.
Neden Bazı Markalar Uzun Ömürlü Olmaz?
Ülkemizde her yıl birçok yeni marka büyük heyecanlarla doğuyor. Ancak bu markaların çoğu kısa süre içinde ya unutuluyor ya da rekabetin içinde eriyip gidiyor. Peki neden?
Cevap basit: Tüketici ürünü sahiplenmiyor. Ve eğer bir ürün tüketici tarafından sahiplenilmemişse, o satış sadece şansa dayalı bir sonuçtur. Devamlılık taşımaz.
Satış Kaygısı Markayı Yutar
Birçok marka, markalaşma yerine sadece satışa odaklanarak ilerlemeye çalışır. Bu da beraberinde aşağıdaki problemleri getirir:
- Markanın konumlandırması kaybolur.
- Tüketicinin “Neden seni tercih edeyim?” sorusu yüzeysel cevaplarla geçiştirilir.
- Kampanyalar kısa vadeli sonuçlara odaklanır.
- Tasarım, içerik ve dijital varlıklar profesyonel ekipler yerine akrabalara emanet edilir.
Sonuç? Markanın kendisine verdiği değerin çok üzerinde bir değeri tüketiciden beklemesi. Ama daha çok beklerler…
Gerçek Başarı Ne ile Mümkündür?
Ne kadar büyük olursanız olun, hedef kitlenizi tanımıyorsanız, markanız ne kadar kazansa da bu başarı sürdürülemez. Gerçek başarı:
- Hedef kitleyi tanımakla
- Markanın değer önerisini netleştirmekle
- Sadece satış odaklı değil, hikâye odaklı bir iletişim diliyle mümkündür.
Hikâyesi Olmayan Ürün Sahiplenilmez
Bir ürünü sahiplendiren tek şey onun hikâyesidir. Ve bu hikâye:
- İletişim diliyle anlatılmalı,
- Tasarımla desteklenmeli,
- İnsan kaynağı tarafından da sahiplenilmelidir.
Logoya daha gelmedik bile…
Türkiye’den İlham Veren Bir Örnek: “Aç Kapa”
Hatırlayın: Size “Aç Kapa” dersem aklınıza hangi marka geliyor?
Tabii ki Artema.
1980’lerde Türkiye’de musluklar genellikle kapanmazdı. Artema bu soruna basit ama güçlü bir hikâyeyle cevap verdi. “Aç Kapa” dedi ve bugün hâlâ o kavramla anılıyor. Pazarda lider olmasının sebebi de bu konumlandırmadır.
Her Ürünün Bir Hikâyesi Vardır
Eğer elinizde bir ürün varsa, onun arkasında mutlaka emek vardır. Emek varsa hikâye de vardır. Peki bu hikâyeyi anlatıyor musunuz?
- Web sitenizde var mı?
- Sosyal medyada bunu yansıtıyor musunuz?
- Ürününüzün hikâyesiyle duygusal bağ kurdurabiliyor musunuz?
İşte marka olmak, bu bağla mümkün olur.
Satış Değil, Sahiplenilme Odağı
Bugün pazarda kalıcı olan markalar; sadece satanlar değil, sahiplenilenlerdir.
Sahiplenilmek içinse:
- Hikayenizi yazın,
- Tutarlı bir iletişim dili oluşturun,
- Tasarımınızı bu hikâyeye uygun hale getirin,
- Ve bu süreci sürdürülebilir kılın.
Sonuç: Dükkanınız Dünya Olsun!
Hikayenize güvenin. Heyecan duyun. İçerik üretin. Odaklanın. Anlatın.
Çünkü hikaye iz bırakır. Ve iz bırakan markalar unutulmaz.
🖋 İsmail Çam / Marka Danışmanı