İnternet kullanımının ve akıllı telefonların hayatımızın merkezine yerleşmesiyle birlikte dijital müşteri davranışları da kökten değişti. Artık müşteriler – ister son kullanıcı olsun ister başka bir işletme – ihtiyaç duydukları bilgiye anında ulaşmak, markaları online ortamda araştırmak ve kararlarını dijital etkileşimlere göre vermek istiyor. Özellikle üretim sektöründe faaliyet gösteren ve üretim sektörü dijitalleşme sürecini henüz tam gerçekleştirmemiş firmalar için bu değişim önemli bir uyarı niteliğinde. Peki, mobil çağda markalar ne yapmalı? Gelin, bu sorunun cevabını samimi ve ikna edici bir sohbet tarzında inceleyelim.
Mobil Çağda Değişen Dijital Müşteri Davranışları
Günümüz müşterileri karar verme yolculuklarına çoğu zaman dijitalde başlıyor. Yapılan araştırmalar, B2B (işletmeler arası) alıcılarının satın alma yolculuklarının %67’sini satış ekibiyle iletişime geçmeden önce dijital ortamda tamamladığını gösteriyorexeco.com. Yani potansiyel müşterileriniz, satış temsilcinizi aramadan önce internette ürünleri/tedarikçileri araştırıp karşılaştırıyor, yorumları okuyor ve büyük ölçüde kararını veriyor. Bu durum, en geleneksel sektörlerde bile dijital varlığın artık “olsa iyi olur” değil, olmazsa olmaz olduğunu ortaya koyuyor.
Ayrıca mobil teknolojilerin yükselişi müşteri davranışlarını daha da etkiledi. Sadece masaüstü bilgisayarlarda değil, insanlar hareket halindeyken telefonlarından şirketleri ve ürünlerini inceliyor. 2023 verilerine göre B2B müşterilerinin %80’i satın alma sürecinin bir aşamasında mobil cihazları kullanıyorintelemark.com. Kendi alışkanlıklarınızı düşünün: Bir ürün ya da hizmet ararken muhtemelen siz de ilk iş Google’a başvuruyor, çoğu kez bunu akıllı telefonunuzdan yapıyorsunuz. Mobil çağ, müşterilerin her an her yerden araştırma yapabildiği bir çağ. Dolayısıyla, müşterilerinizin bu dijital davranışlarına ayak uydurmak, rekabette geri kalmamak için kritik.
Mobil Uyumlu Web Sitesi: İlk İzlenim ve Erişilebilirlik Şart
Dijital dünyada firmanızla ilgili ilk izlenim çoğunlukla web siteniz üzerinden oluşur. İyi tasarlanmış, mobil uyumlu web sitesi olan bir marka, ziyaretçilerine daha en baştan güven verir. Araştırmalar web siteleriyle ilgili ilk izlenimlerin %94’ünün tasarımına bağlı olduğunu ortaya koyuyormediaclick.com.tr. Yani sitenizin görsel kalitesi ve kullanımı ne kadar kolaysa, müşteride o kadar olumlu bir etki bırakıyorsunuz. Özellikle mobil uyumluluk burada kilit rol oynuyor. Çünkü kullanıcılar internette geçirdikleri zamanın yaklaşık %70’ini mobil cihazlarda harcıyordijitalgen.com. Siteniz cep telefonu veya tablette düzgün görünmüyorsa, bilgileri okumak zor veya butonlar kullanışsızsa, ziyaretçiler birkaç saniye içinde sıkılıp çıkabilir. Hatta Google bile arama sonuçlarında mobil uyumlu sitelere öncelik tanıyordijitalgen.com – yani mobil dostu bir siteye sahip değilseniz, rakiplerinizin gerisinde kalabilirsiniz.
Mobil uyumlu bir web sitesine sahip olmak için nelere dikkat etmeli? İşte birkaç ipucu:
- Duyarlı (responsive) Tasarım: Sitenizin tasarımı farklı ekran boyutlarına otomatik uyum sağlamalı. Böylece masaüstü, tablet veya telefondan giren herkes düzgün bir görüntü ve düzen görür.
- Hız ve Performans: Mobil kullanıcılar sabırsızdır. Sitenizin hızla yüklendiğinden emin olun. Yüklenmesi 3-4 saniyeden uzun süren bir sayfa, ziyaretçilerinizi kaçırabilir.
- Basit ve Temiz Arayüz: Karmaşık menüler veya küçük yazılar mobilde kullanımı zorlaştırır. Kolay gezinilebilen, büyük ve dokunmatik ekranlara uygun butonlara sahip bir tasarım tercih edin.
- İletişim Kolaylığı: Müşterileriniz mobildeyken bir tıkla sizi arayabilmeli veya mail atabilmeli. Telefon numaraları tıklanabilir, formlar basit olmalı.
Unutmayın, web siteniz dijital vitrininiz gibidir. İlk temas noktası olarak potansiyel müşteriye “Biz profesyonel ve güvenilir bir firmayız” mesajını vermeli. Aksi halde, kötü tasarlanmış veya mobilde çalışmayan bir site, ziyaretçilerinizin rakiplere yönelmesine neden olabilir.
Güncel ve İlgi Çekici İçerik ile Güven Sağlayın
Web sitenizi mobil uyumlu hale getirdikten sonra iş bitmiyor; içini de dolu tutmanız gerek. Güncel ve ilgi çekici içerik, dijital müşteriyi etkilemenin en iyi yollarından biridir. Düşünün, bir müşteri sitenize geldiğinde en son 3 yıl önce güncellenmiş bir haber ya da blog görürse ne düşünür? Muhtemelen firmanızın aktif olup olmadığını sorgular veya güncelliğini yitirmiş bilgilerle karşılaşır.
İçeriklerinizi güncel tutmak, hem müşteri güveni hem de uzmanlık algısı açısından önemli. Örneğin, üretim sektöründe faaliyet gösteriyorsanız sektörel yenilikler, ürün geliştirmeler, başarı hikayeleri veya müşteri referansları gibi içerikleri paylaşabilirsiniz. Bu hem arama motorlarında görünürlüğünüzü artırır hem de ziyaretçilerin sorularına cevap bulmasını sağlar. Dijital müşteri davranışları incelendiğinde, kullanıcıların sorularına cevap bulabildikleri markalara daha çok güvendiği görülüyor.
Ayrıca düzenli içerik girişi arama motorlarının da hoşuna gider. Google gibi arama motorları, sitenizin aktif olduğunu ve değer ürettiğini görürse sizi daha üst sıralara çıkarabilir. Teknik terimlere boğulmadan söylemek gerekirse: Web sitenizi bir “dijital bilgi merkezi” haline getirin. Sık sorulan soruları yanıtlayan makaleler, üretim süreçlerinizi anlatan kısa videolar, şirket haberleri veya sektör trendlerini yorumlayan yazılar ekleyin. Bu sayede potansiyel müşteriler, ihtiyaç duydukları bilgiyi sizden alarak markanıza ısınır ve sizi bir otorite olarak görmeye başlar.
Dijital Görünürlük: Bulunabilir ve Güvenilir Olun
Sahip olduğunuz harika bir web sitesi ve zengin içerikler, ancak kimse görmezse maalesef işe yaramaz. Dijital görünürlük, yani internet ortamında bulunabilir olmak, yeni müşteri kazanmanın anahtarlarındandır. Bir müşteri çözüm ararken arama motoruna sizin sunduğunuz ürünü veya hizmeti yazdığında, sonuçlarda firmanızın çıkması gerekir. Çıkmazsa, o müşteri sizi hiç tanımadan rakibinize gidecektir.
Arama motoru sonuçlarında üst sıralarda yer almak için web sitenizin bazı temel SEO (arama motoru optimizasyonu) kriterlerini karşılaması önemli. Teknik detaya girmeden birkaç basit öneri:
- Sitenizin başlık ve açıklama (meta) kısımlarında, yaptığınız işle ilgili anahtar kelimeler geçtiğinden emin olun (örneğin “plastik enjeksiyon kalıp imalatı” gibi).
- İçeriklerinizde müşterilerin arayabileceği soruların yanıtlarını verin. Örneğin “Dijital dönüşümün üretimde faydaları” gibi bir blog yazısı, üretim sektörü dijitalleşme arayan birine hitap edebilir.
- Yerel bir işletmeyseniz, Google Benim İşletmem gibi hizmetlere kaydolup adres, telefon, çalışma saatleri gibi bilgilerinizi doğru girin. Böylece arayanlar size kolayca ulaşabilir.
- Sosyal medya ve sektörel platformlarda da aktif olun. LinkedIn gibi ağlarda firmanızı göstererek dijital ayak izinizi genişletin.
Dijital görünürlüğü arttırmak, sadece bulunmakla kalmaz, aynı zamanda güven inşa eder. İnternette hakkında bilgi bulunan, farklı kaynaklarda adı geçen bir şirket, hiç dijital iz taşımayan bir şirkete göre daha güvenilir algılanır. Modern müşteriler, bir firma ismi duyunca ilk iş arama motoruna yazıyor; eğer karşılarına resmi web sitesi, sosyal medya hesapları, belki birkaç haber veya müşteri yorumu çıkarsa içleri rahatlıyor. Dijital dünyada “görünür olmak, var olmak”gibidir.
Üretim Sektöründe Dijitalleşme: Geç Kalmayın
Üretim sektöründe faaliyet gösteren birçok firma yıllarca müşteri ilişkilerini fuarlar, bayiler, yüz yüze iletişim gibi geleneksel yöntemlerle yürüttü. Bu yöntemler halen değerli olsa da, dijitalleşmeyi ertelemek artık ciddi bir rekabet dezavantajı doğuruyor. ThomasNet tarafından yapılan bir araştırmaya göre üretici firmaların en büyük mücadele alanlarından biri, satış ve pazarlamada dijital dönüşümü yakalamakexeco.com. Yani yalnız değilsiniz; pek çok üretim firması geleneksel yöntemlerden dijitale geçişte zorluk yaşıyor. Ancak değişen müşteri davranışları karşısında bu adımı atmamak, orta ve uzun vadede çok daha büyük sorunları beraberinde getirebilir.
Dijitalleşmeyi benimseyen rakipleriniz, müşteri kapma yarışında öne geçecektir. Örneğin, aynı sektördeki bir rakibiniz web sitesinde ürünleriyle ilgili teknik dökümanlar, 3D görseller, hatta online teklif formu sunarken; sizin siteniz statik bir broşür gibi kalırsa müşteriler doğal olarak daha fazla bilgi alabildikleri rakibe yönelecektir. Üstelik dijital pazarlama sayesinde rakipleriniz, coğrafi sınırların ötesine geçip yeni pazarlara bile ulaşabilir.
Pandemi süreci de gösterdi ki dijital kanalları güçlü olan şirketler krizlere daha dayanıklı olabiliyor. Artık bir fabrika düşünün, klasik yöntemlerle müşteri bulmakta zorlanırken, dijitalde aktif olan başka bir firma müşteri taleplerini web sitesi üzerinden toplamaya devam ediyor. Sizin firmanız da dijital dönüşümün bir parçası olarak web sitenizi, dijital pazarlama stratejinizi ve online müşteri iletişiminizi geliştirmeye hemen başlayabilir. Küçük adımlarla başlasanız bile, önemli olan başlamış olmak. Bugün mobil uyumlu bir site yapıp birkaç içerik eklemek, yarın rekabette size avantaj sağlayacak bir altyapının temelini atar.